30 Kasım 2009 Pazartesi

Yeter

Olimpico'da Bologna'yı da yenemiyorsan işin var demektir. Sezon başında Ballardini ile kan uyuşursa artı Süper Kupa'nın da gazıyla çok iyi geçebiliceğini düşündüğüm yıl daha ortası gelmeden çığırından çıktı. Tam 12 maç oldu 3 puanı bir arada göremeyeli Seria A da.

Ne Matuzalem ile Rocchi'nin ortaklıkları ne de Zarate'nin kişisel çabaları golu bulmaya yetmedi ne yazık ki ve bu sene alışılan sonuç "yenemiyorsan yenilme" psikolojisi ile içerde zayıf rakibe 2 puan verildi. Roma derbisi yaklaşıyorken ve karşı taraftan giderleşmeler başlamışken bakalım UEFA ligi öncesi nasıl bir motivasyon sağlanacak takımda merak ediyorum.

 P.S. : Di Vaio ; " Bu Lazio , Roma'yı yener " demiş ama hangi kafalarda söylemiş anlamadım , tek temennim haklı çıkabilmesi.

kaynak : goal.com

24 Kasım 2009 Salı

Değişim

Sampdoria'nın efsane kalecisiydi kendisi ile tanıştığımda. O zamanlar gerek kurtarışları gerekse topa vurduğu degaj stili ile bana göre fenomendi Zenga , keşke Catania'dan can düşmanı Palermo'ya geçmeseydi diyorum ama teknik direktörlük kariyerinde ne yazık ki onun da çok "keşke şöyle olsaydı" dediği mevzular olduğuna eminim.


Evet olaylı değişim ne yazık ki dün son buldu ve Sicilya'nın renkli takımı Teknik Patron olarak eski kurt Delio Rossi'yi göreve getirdi. Dolaylı da olsa Lazio - Palermo arasında takas gerçekleşmiş oldu böylece.

Hayırlısı olsun hem Rossi hem de Palermo için , rövanş Renzo Barbera 'da ikinci devre Lazio ile, bakalım nasıl bir karşılaşma olacak ; bekleyip göreceğiz.

23 Kasım 2009 Pazartesi

Machinarium


Tam bir görsel şölen ve de zeka geliştirme oyunu. Hidden object tadında fakat tamamen sizi az ipuçları ile yönlendirerek sizle başbaşa bırakıyor.İnanılmaz eğlenceli ve de sürükleyici.

Buyrun buradan ;machinarium.net/demo/

kaynak : bubu

Napoli Deplasmanı


Tam tahmin ettiğim gibi geçen bir derbi fakat istemediğim bir sonuç. Rakibine ezilmeden oynadığın ve San Paolo'da yaklaşık 50.000 kişinin yoğun baskısı altında kaldığın bir maçtan puan çıkaran Lazio normalde kayıp 2 puan gibi düşünülebilcek bir haftada bana göre önemli bir beraberlik almıştır ; özellikle de topun Muslera'nın kalesine girmek istemediğini düşünürsek.

Pandev'in eksikliğini hissetmiş olan Gökmavililer Inter'in peşine düşerek kafasını karıştıran Kolarov ve Zarete'nin oyunu ile ayakta durmaya çalışsa da golü bulamayarak fakat rakibine de boyun eğmeyerek bana göre önemli bir deplasmandan hem puan çıkardı hem de prestijini kaybetmedi.

Hafta içi oynanacak kritik UEFA ligi karşılaşması ve akabinde içeride Bologna maçı. Ballardini'nin birşeyleri rayına oturtabilmesi için harika bir fırsat haftası. Önce Avrupa da gelecek tur akabinde de içerdeki galibiyet hem taraftarı tribüne biraz daha çeker hem de Roma derbisi önünde takıma ivme kazandırır kanaatindeyim. 


Bekleyip göreceğiz ...

Güzel Haftasonu


Nihayet içerde kazanabildi Beşiktaş. Maçtan önce aslında çok da çekincemin olmadığını çünkü bu tarz maçlarda rakibine oranla daha ağır bastığını düşünüyordum allaha şükür haklı da çıkardı takım beni. Sezonun belki de en iyi oyunu biraz da şansla harmanlanınca ortaya farklı skor ve güzel bir galibiyet çıktı , iyi de oldu çünkü ihtiyaç vardı. Yırtıcı futbol , dengeli oyun ve ard arda gelen 2 gol zaten maçı çeviren durumlar olsa da futbol dışındaki mevzularda da güzel bir ders verildiği kanaatindeyim. 

Rakibin kendini bilmez topçusu (!) hem kalitesini hem de futbola ve takımına ne kadar bağlı olduğunu gerek maç içindeki tavırları gerekse de gördüğü kartla ispatlayarak bana göre harakiri yapmış ve iki büyük camia arasındaki saygıya gölge düşürmeye çalışmış olsa da heralde şimdi payına düşenle idare ediyordur.  


Maça saldırgan başlayarak istediğini alabilmek için varını yoğunu ortaya koyacağını ilk dakikalarda belli eden Beşiktaş'a ilk devre tartışılan bir penaltı pozisyonu ve direkten dönen bir serbest vuruş haricinde karşılık veremeyen rakibi ikinci devrenin başında Fink ve Bobo'nun güzel son vuruşlarıyla teslim olurken Uğur da skoru pekiştiren galibiyeti şık hale getiren golle yarışta tekrar takımının olduğunu hem rakiplere hem de taraftarına gösterdi.

Teknik direktörler penceresinde ise ; Daum şimdiden Kadıköy'deki maçı beklediğini ifade ederek artık maç içinde neler hissettiği hakkında ufak da olsa etmiş oldu. Denizli ise bana göre hem kendine hem de takıma olan güvenini tekrar kazandı. Taraftar-Denizli , Denizli - Takım ve Taraftar - Takım üçgeninde bağlılık ve güven bana göre Şampiyonluğun ilk adımı ve en önemli anahtarıdır. Bu sene Beşiktaş şampiyon olur mu şimdiden söylemek zor fakat işlerin biraz yoluna girdiği ve devranın döndüğü aşikar.

19 Kasım 2009 Perşembe

Seria A


 Pazar günü saat 16.00 da San Paolo'ya çıkacak ilk onbir ; Muslera , Lichsteiner , Cribari , Radu , Kolarov , Brocchi , Baronio , Mauri , Matuzalem , Rocchi ve Zarate şeklinde. İdeali çok bozmazsa Ballardini geçen sene 3 puanla dönülen bu zorlu deplasmandan tekrar galip gelmemek zor olmaz. Cruz'u biraz dinlendirip oyuna alır Foggia'da kendini toparlarsa düşman topraklardan elini kolunu sallayarak döneceğine eminim Gök Mavililerin.


Maçın hakemi ne tesadüf ki Saccani , geçen sezon Rocchi'nin 2 golü ile kazanılan maçı da yöneten hakem. Napoli'de Hamsik , Lavezzi ve Quagliarella gene işbaşında olucaklar , özellikle Hamsik bu sezon fırtına misali ; Torino'da Juve'nin başına neler geldi hatırlamalı ve dikkat etmeli derim. Rakip Roma ve Livorno'dan sonra en ayar rakip o yüzden galibiyet bu kötü gidişatta ilaç olur.



kaynak : lazialita.it

Derbiye ne kaldı


Sezonun bana göre en anlamlı maçlarından ilki geldi çattı , bu sefer ilk maç İnönü'de. İki senedir de ligde galip gelmeyi bırakın puan dahi alamadığı rakibi karşısında oldukça çalkantılı bir dönem de ne yapacak  Beşiktaş ? Tüm taraftarın ve tabii ki benim de aklımdaki ilk soru...

Sezonun başındaki mağlubiyet akabinde gelen kötü bir o kadar da zevksiz  futbol ve skorlarla , taraftar yönetim ve taraftar takım arasındaki huzursuzluklar Beşiktaş'ı çifte şampiyon olduğu sezonun ertesinde büyük salladı. Diğer taraftan sezona rekor başlangıçla girerek ivmesini sektiren fakat uzun süre dinlenip kendi sahasındaymış gibi oynadığı bir deplasmana hazırlanan rakip.


Sezon başındaki transfer sonrası gerilen ortam ve Beşiktaş'ın içinde bulunduğu durumda gene bana göre fitili ateşleyenler arasında başı çeken ; rakibin başkanının maça gelecek olması üstüne de çalkalanan siyah beyaz tribünler maçtan çok başka yorumları buraya aktaracağımızın habercisi gibi. Umarım yanılır ve güzel bir cumartesi gecesi yaşarız ; tabii ki tüm Beşiktaş camiası için.

Kazanmaktan Başka Düşüncemiz Yok ; 

Son Biletler

Avrupa'dan son biletlerin sahipleri belli oldu gün gece. Tahminlerimden sadece Yunanistan süpriz oldu o da aslında renkli taraftarından dolayı eminim heyecan katacaktır Güney Afrika'ya. İlk maçın ardından kendi sahalarında golsüz berabere kaldığına en az rakipleri kadar neden sevindiklerini Salpingidis dün ispatladı sanıyorum , uzun lafın kısası komşu kupada.


Gecenin Bosna'daki ayağında ise bana göre korkulan gerçekleşmedi. Bana göre diyorum çünkü dünya ve avrupa futbolunda kimse bu turu Bosna'nın geçmesini beklemediği gibi istemiyordu da eh açıkçası bizimde 1-1 biten maçtaki tavır ve takıntılarından dolayı Bosna'nın Portekiz'e bileti kaptırmasına sevinmedim dersem yalan olur.

Ve gecenin futbol adına rezilliğini Fransa yaşattı hepimize. Dürüst olmak gerekirse turlardan önce İrlanda yerine Fransa'nın kupaya gitmesini istiyordum fakat dün gece R.Keane ve arkadaşları keşke hakettiklerini alabilselerdi dedim. Ne yazık ki keşkelerle ya da hak adaletle olmuyor bu işler (!)  bir kez daha gördük.

 Gecenin taraftar rezilliğini ise beklendiği gibi Sudan'daki maçta Cezayirliler  gerçekleşti. Maçın oynanması bile bana göre şanstan ibaret oldu , 1-0 lık galibiyet ise yetti ve Cezayir son iki seferdir elendiği Mısır'a tekrar boyun eğmeyerek 86'dan sonra tekrar Dünya Kupası'nda boy gösterme fırsatı buldu.



 İlk kendimi bilip de izlediğim dünya kupası İtalya 90 'dı ve Almanya şampiyon olduğunda çok heyecanlanmıştım , efsane kadroydu ne de olsa . Birşeylerin farkında olmadığımız o zamanlarda bize çok uzak geliyordu Dünya Kupası bana göre , şimdi de gene bir takıma sempati duyup uzaktan izlemek koymuyor değil hani ; üstelik arada dünya 3. lüğünü görmüşken.


düzeltme : Cezayir'in Mısır'ı yendiği maçın rövanş maçı değil sadece tek ayaklı eleme maçı olduğu ve galip geldiğinden tarafsız sahada direkt dünya kupasına katılma hakkı kazandığı bilgisi revize edilmiştir.

18 Kasım 2009 Çarşamba

Nam-ı Diğer Aşk


19 Kasım 2009 - 28 Şubat 2010 tarihleri arasında Sakıp Sabancı Müzesi'nde Osmanlı Döneminde Venedik ve İstanbul ; Nam-ı Diğer Aşk başlıklı sergi bizlerle buluşuyor. İtalya Cumhurbaşkanı Napolitano'nun resmi ziyareti ve Sabancı Holding'in katkılarıyla gerçekleşen sergide Venedik müzeleri koleksiyonları , Türk ve İslam eserleri sergilenecek kısaca.

kaynak : muze.sabanciuniv.edu/main/anasayfa.php


17 Kasım 2009 Salı

Dünya Kupası bileti ...


Bu maçta hüsumetler gene hortladı ve daha Kahire'ye ayak basar basmaz Cezayir Milli Takımı'na saldırıda bulunuldu. Aslında oldukça sakin insanlardır Mısırlılar ve de hiçbir şekilde futbolun holigan yüzüyle uzaktan yakından alakaları olmamıştır.  İş tabii Dünya Kupası bileti olunca ve rakip de Cezayir , sıcaktan etkilendiler sanırım (!)

Son maç Sudan da Çarşamba günü , şimdiden ülkeye akın akın maç için taraftar gelmeye başlamış belli ki Mısır ektiğini biçecek , eh çok da kan akıttılar haftasonu . Bize sadece skoru bildirip kupa biletini alanı tebrik etme yazısı yazmak nasip olur diye umuyorum aksi takdirde durum vahim !

Unutmadan maçı Zaki ve Meteb'in golleri ile Mısır 2-0 kazanmıştı.

Gayet net ... de (!)

Rafa , Times'a yaptığı açıklamada 100 milyon pound dahi verilse Liverpool'unTorres'i satmayacağını aksi halde görevi bırakacağını söylemiş.


Kırmızılar ünlü forveti bırakır mı bırakmaz mı bilemiyorum ama eğer takım böyle giderse Rafa'nın kaderi yönetimin transfer politikasına bağlı kalmadan çizilebilir. 

kaynak : calciomercato.com

Yine mi berabere..


Ikea'nın hoşuma giden reklamından uyarladığım başlık aslında İtalya'nın hazırlık maçlarında ne zaman kaliteli bir ekibi yeneceği endişesi veya sorunsallarını barındırmama işaret. Almanya'ya atılan 5 gol bana göre tamamen istisna bunu da belirtmeden geçemeyeceğim.

 Cumartesi gecesi Adriatico'da oynanan karşılaşma da bana göre yaşanan olumlu gelişmeler Candreva ve Biondini'nin milli formayı ilk kez sırtlarına geçirmeleriydi.

Tatsız ama biraz tuzlu , organize olamayan fakat ivme kazanma çabasında görünen ama ne yazık ki  sürekli eskiyi arayan mavilere sanıyorum Lippi de şifa bulabilmiş değil henüz. Chiellini'nin Van Persie'ye girişmesi ve "Cassano milli formayı giymeli" yazan tişörtü ile sahaya dalarak Lippi'ye gönderme yapan şaşkın hariç futbol adına birşeyler yapmak isteyip de skoru bulamayan mavilere şans dilemekten başka çare kalmıyor.




kaynak : La Gazetta Della Sport

Üst üste...Özleyeceğiz !



Futbol dünyası'nı sarsan kayıplara cidden yakından şahit olduk son günlerde.. Nedense farklı bir hüzün kapladı içimi Enke'nin intiharını duyduğumda , kaleciliğini çok beğenmesem de yaşadıklarını öğrenince insanın üzülmemesi mümkün değildir diye düşündüm. Ya De Nigris ? Sanırım en doğru sözü gene büyüklerimiz söylemiş ; '' kişinin doktoru önce kendisi olmalı ...''




16 Kasım 2009 Pazartesi

Ocak hararetleri

Mor menekşeler Dominguez'e , Milan'da Dzeko'ya saldırıyor. Inter ve Juve ise Pandev'in peşinde.. ( zaten geç bile kaldılar ya ) Menagazzo Genoa'ya onay verdi hele şükür.. Roma Simplicio, Pavlyuchenko ve Van Nistelrooy'u kovalıyor.. Hava gazı patlamasın da şehrin öbür yüzünde çok gülerim yoksa ..

Suazo ve Arnautovic Milano'dan Roma'ya taşınma arifesindeler maşallah.. Özellikle Sırp asıllı Avusturyalı gelirse taze kan olur valla.. Lotito'dan bir cacık olmasa da bekliyoruz !

kaynak : calciomercato.com

Yayın süreci..

Özellikle esinlendiğim tanıdıklarım sağolsunlar paylaşımlarımı , düşüncelerimi , edindiğim bilgileri ve gördüklerimi sizlere aktarabilirsem ne mutlu bana..



Saygılar ..